Eğitim-Bir-Sen İl Divan Toplantısında konuşan Muş Şube Başkanı Mahir Barışan, toplu sözleşmede 400 TL ikramiye getirilerek sendikaya özen, sendikalıya önem getirdiklerini söyledi
Memur Sendikaları Konfederasyonu’na (Memur-Sen) bağlı Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) Muş Şube Başkanlığının İl Divan Toplantısı yapıldı. Toplu sözleşmedeki kazanımları anlatan sinevizyon gösterisi ile başlayan toplantı şube Başkanı Mahir Barışan’ın konuşması ile devam etti.
Sendika binasında Mahir Barışan başkanlığındaki toplantıya Eğitim Bir Sen Muş 2 No'lu Şube Başkanı Turan Güler, İlçe başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve il divan kurulu üyeleri hazır bulundu. Barışan konuşmalarına geçmeden önce geçtiğimiz gün ebediyete irtihal eden Sezai Karakoç anılarak ruhuna Fatiha okundu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Başkan Barışan; “Bu coğrafya bu medeniyet öyle kolay kolay pes edecek bir coğrafyada değil medeniyette değil. Biz sendikal alanın paradigmasında değiştiren teşkilatız. Bizden önce, bizden sonra iki merhale sendikacılığı ayırabiliriz. İlk ortaya çıktığında fetva aradığımız yıllardan bugün geldiğimiz noktada paradigmasında değişikliğinden tutun yeni aşamalara yeni evrelere hak emek özgürlük mücadelesini taşıdığımızı çok kolay bir şekilde ifade edebilirim.”
“HAK EMEK ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ BİZİM BİRÇOK DEĞERLERİMİZİN ÜZERİNDE OLMALI”
Değerlerin hak, emek ve özgürlük mücadelesinin üstünde olması gerektiğini belirten Barışan; “Bu sendikacılık daha genç bir sendikacılık, 30 yıllık bir geçmişe sahip. İşçi sendikacılığıyla karşılaştırdığımız zaman işçi sendikacılığının yarım asrı deviren bir mücadelesi varken bizim yasal çerçevede 2001’den sonraki yılları hesaba kattığımızda 20 yıllık bir geçmişimiz var. Memur-Sen 2009’dan itibaren yaklaşık 802 kazanıma imza atmış, Eğitim-Bir-Sen’de 300 kazanıma imza atmıştır. Divan toplantımızın amacı yeni bir yol haritası belirlemek, geçmişte neler yaptığımızı sizlere ifade etmek, gelecekte yapacaklarımızı planlamaktır. Biz 2018’de göreve geldik. Bu üç yıllık süreçte maalesef birçok badireler atlattık. Özelikle Covid-19 salgının hem dünyada hem ülkemizde birçok etkisi var. Mesela birçok kez bir araya gelemedik ama hamdolsun şimdi bir aradayız. Bu candan cana buluşmalarımızı desteğiniz ve katkınızla gerçekleştiriyoruz. Sendikalı değilken neleri kaybettik, sendikalıyken neleri kazanıyoruz bunun muhasebesini yapmamız gerekiyor. Durup beklersek kimse bize hakkımızı altın tepside sunmaz. Onun için biz ne yapacağız hak emek ve özgürlük mücadelesini en yüksek sesle ifade edeceğiz ki; muhatabımız evet burada serzenişte bulunana bir kitle var, burada memnun olmayan bir kitle var dolayısıyla bizim onun hakkını hukukunu vermemiz gerekiyor” demeli. Biz her zaman şuna sahip olmalıyız, edindiğimiz misyon, vizyon, dava bilinci, hak emek özgürlük mücadelesi bizim birçok değerlerimizin üzerinde olmalı. Dolayısıyla demek ki davamız, edindiğimiz düstur, medeniyet perspektifi ve değerlerimiz nepotizmin önünde geçmeli. Memur-Sen, Eğitim-Bir-Sen 30 yıllık mücadelesinde birçok güzel şeye imza atmıştır. Biz Eğitim-Bir-Sen olarak burada teşkilatın beraber yürümesi için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Sirkülasyonun çok olduğu Muş’ta her yıl 400-500 üyemizin gittiği dönemlerde siz değerli temsilcilerimize, divan kurulu üyelerimize teşekkür ediyorum” dedi.
“İŞÇİ SENDİKACILIĞIYLA MEMUR SENDİKACILIĞINI ARASINDAKİ FARKLARI İYİ BİLECEĞİZ”
Memur Sendikacılığı ile İşçi Sendikacılığı arasındaki farkın iyi bilinmesi gerektiğini ifade eden Barışan konuşmasının devamında; “Gidenlerin yerine yenisini koyabiliyoruz. Yapılan çalışmalarla pek çok arkadaşımız ikna oluyor ve bizimle beraber yol yürüyor. Bizim sendikal alana girdikten sonraki sendikal mücadele farklı bir boyut ve farklı bir bakış açısı kazanmıştır. Çünkü daha dün sokağı karıştıran mikser görevi gören sendikalar yerine bugün milli değerleriyle bezenmiş tamamen üyesini genelde ülkesini ve evrensel olarak yer yüzünü düşünen bir teşkilat var. Biz bu teşkilatın mensubu olduğum için ben gerçekten çok gurur duyuyorum. İyi bir yerdeyiz, iyi bir camianın içindeyiz. Toplu sözleşme kazanımlarımızda 6 toplu sözleşmeye katıldık. Bunun iki tanesini imzalamadık, diğerlerini imzaladık. Çünkü işçi sendikacılığıyla memur sendikacılığını arasındaki farkları iyi bileceğiz ki bizim kat ettiğimiz mesafeyi görmemiz gerekir. İşçi sendikacılığında işçi göreve başladığı anda bir sendikaya üye olmak zorundadır, bizde isteğe bağlıdır. İşçi sendikacılığında bir dayanışma aidatı vardır, yetkili olan konfederasyona üye işçi sendikası işçi dayanışma aidatı alır, bizde ise bu sene yüzde birlik dilime giren sendikalılar şeklinde 400 TL ikramiye kazandık. Dolayısıyla bizim örnekliğimiz işçi sendikacılığı. Toplu sözleşmede masaya sadece yetkili sendika oturur işçi sendikacılığında ve her şeyi bağıtlıyor, bizde maalesef yok. Yetkili konfederasyona üye olmayan bir işçi dayanışma aidatından veya Yetkili konfederasyonu kazanımlarından faydalanmak için yevmiye öderken bizde örgütlü olanda olmayanda elde edilen kazanımlardan faydalanabiliyor. Örgütlüysen benim gücümsün ama değilsen benim yükümsün tek el atalettir ama çift el berekettir. Dolayısıyla bu toplu sözleşmede 400 TL ikramiye getirirken hem sendikaya özen hem sendikalıya önem getirdik. Bizim üye sayımız giden üye arkadaşlarımıza rağmen, pandeminin getirdiği kötü koşullara rağmen ilçelerimizde il merkezinde sayımız bu ay itibariyle 2770 bu sayı merkezde 1520, Malazgirt’te 340, Bulanık’ta 200, Varto’da 160, Korkut’ta 245 civarı Hasköy’de 310 bu gerçekten güzel bir rakam ve inşallah bu sayının üzerine sizin de katkılarınızla daha fazla koyacağız” şeklinde konuştu.