Eğitim-Bir-Sen Muş Şube Başkanlığının İl Divan Toplantısı yapıldı. Toplantıya AK Parti Muş Milletvekili Mehmet Emin Şimşek, Belediye Başkanı Feyat Asya, Ak Parti İl Başkanı Avukat Melik Emre, Milli Eğitim Müdürü Enver Kıvanç, Hasköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Necdet Bozyel, Varto İlçe Milli Eğitim Müdürü Yalçın Süne, TEDAŞ Genel Müdürü Zafer Türüt, Memur-Sen’e bağlı hizmet kolları başkanları, ilçe temsilcileri ve davetliler katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Muş Şube Başkanı Mahir Barışan yaptı. Sendikanın kurulduğu yıllarda yaşanan zorlu süreçlere dikkat çeken Barışan, elde edilen kazanımlardan bahsetti. 14 Mayıs seçimleri için birlik beraberlik mesajı veren Barışan, daha önce yaşanılan zulümlerin yeniden yaşanmaması için mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.
Eğitim-Bir-Sen’in sırtını milletine ve değerine adadığını kaydeden Barışan; “Zor süreçlerden geçiyoruz. Bu teşkilat zor dönemlerde asla sırtını milletine dönmemiş kollarını emperyalizme açmamıştır. Vesayeti antidemokratik uygulamaları gerçekleştirmek özgürlük alanlarını kısıtlamak için ne sesi yükseltmiş ne de slogan atmıştır. Tamamen sırtını milletine ve milletin değerlerine yaslamıştır. Emperyalizme ve onun aparatlarına karşı dimdik durmuş hakkı haykırmış, vesayeti geriletmiş, özgürlük alanlarının genişlemesi ve demokrasinin gelişmesi için mücadele etmiş, çamur çiğnemiş, bedel ödemiştir” dedi.
“BİRLERLE BAŞLAYAN YOLCULUĞUMUZ BUGÜN 450 BİNİ BULMUŞ”
Barışan, sendikanın yeni kurulduğu dönemlerde 28 Şubat postmodern darbesine maruz kaldığını belirterek; “İmtihanın en çetini zor zamanlarda verilir. Herkes ferah dönemde biz buradayız diyebilir ama zor zamanlarda zor dönemlerde sağına soluna bakmadan ben buradayım demek çok kıymetlidir. İşte bugün böyle bir süreç yaşıyoruz. Bazıları konjonktüre göre hareket edebilir. Opurtünizmin dehlizlerinde gezinebilir. Ama çağı kurtarmanın eylemidir. Çağ dışı kalan ilgimiz bizim diyerek yola revan olanların ne böyle düşünme ne de hareket etme hakkı vardır. Bizim için durmak yok nefes almak için ara vermek yok bu teşkilat dur durak bilmeden koşacak yorulmak nedir bilmeden yoluna devam edecektir. Öncülerimiz, adanmış ve inanmış muhabbet fedaileri ortaya çıktıklarında kafesi kırmak için adım attıklarında ülke karanlık günlerden geçiyordu. Vesayet ve aparatları düzenlerini sürdürmek için kaos ve kargaşa ortamı yaratarak terörü azdırarak, faili meçhul cinayetler gerçekleştirmekteydiler. Bir yandan siyasi istikrarsızlık yaratarak ülkenin kaynaklarına çökerken bir yandan da değerlerini aidiyetlerini, kamusal alanda yaşamak isteyenleri kamusal alan yalanı adı altında irtica etiketiyle yaftalamakta sürgünlere, kovuşturmalara soruşturmalara maruz bırakmaktaydılar. Bu kötü atmosferde Eğitim-Bir-Sen inanmış ve adanmış muhabbet fedaileri tarafından kuruldu. 1995’de ise Memur-Sen Konfederasyonu kurularak hareketimiz taçlandırıldı. Henüz emekleme dönemindeyken 28 Şubat kimilerine göre postmodern darbesine maruz kaldık. Aslanlar gibi mücadele ettik. Artık bu camia "pasif direniş" sergilemeyecek "aktif direniş" sergileyecekti. 28 Şubat sürecinde ağır hasar almıştık kardeşlerimize çeşitli disiplin cezaları verilerek onları sürgünlere ihraçlara maruz bırakmışlardı. 28 Şubat arkaik zihniyeti bizim ortadan kalktığımızı sindirildiğimizi zannetmişti ama şunu unutmuşlardı “umut bir tohum ise kefen zarında gün olur fışkırır bir orman olur" Birlerle başlayan yolculuğumuz bugün 450 bini bulmuş vaziyette bu sayıyı sizin sayenizde sizin desteğinizle elde ettik. Emek ömür ve gönül verenlere teşekkür ediyorum.”
“YANLIŞ YAPTIĞINDA DOĞRULARIN ARTMASI İÇİN MÜCADELE ETTİK”
Vesayet karşısında verilen mücadelelere değinen Barışan; “2002'den sonra ülkede farklı bir siyasî iklim oluştu ve iktidara gelen siyasi irade demokrasiyi geliştirmek özgürlük alanlarını genişletmek için mücadele ediyordu ilk defa bir siyasî irade vesayet ile kol kola bu ülkeyi yönetmiyor vesayetin karşısında yer alıyordu. Burada Rahmetli Menderes, Özal ve Muhterem Hocamızı Erbakan'ı ayrı tutuyorum. O halde ne yapmalıydık bu siyasi hareket iyi doğruyu güzeli yaptığı, ülkesini, milletini düşündüğü sürece onun yanında demokrasiyi özgürlükleri kısıtladığı sürece karşısında yer alacaktık. Hamd olsun hep yanında yakınında olduk. Yanlış yaptığında doğruların artması için mücadele ettik. Vesayet karşısında emperyalizm ile mücadelelerinde yalnız bırakmadık. 27 Nisan E muhtırasında hükümetin söz ile mücadelesine alana inerek eylemimizle destek verdik. 367 garabeti yaşandığında yanlışlığını anti demokratik uygulama olduğunu ülkenin bu prangadan kurtulması gerektiğini hem sözü hem de sesi yükselterek karşı çıktık, 2010 Anayasa referandumunda "EVET" diyerek bugün yapılan siyasî reformların önünü açtık. 17-25 Aralık hukuk darbesinde herkesin süs pus olduğu aman bize ne dediği bana bir şey olmasın kafasını kuma gömdüğü zeminde bu bir darbedir dedik ve alanlara indik. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında bu bir darbedir diyerek Genel Başkanımız Ali Yalçın liderliğinde ülkenin meydanlarına indik. Bu gurur hepimizin ne kadar gurur duysak azdır. Şehitlerimize Allah'tan rahmet gazilerimize şifa diliyorum” şeklinde konuştu.
“BU TEŞKİLAT KİMSESİZLİKTEN, SAHİPSİZLİKTEN, DIŞLANMIŞLIKTAN VE ÖTEKİLEŞTİRİLMEKTEN ÇOK ÇEKTİ”
Barışan, konuşmasının devamında vefa teşkilatı olduklarının vurgusunu yaparak; “Bu teşkilat hiç bir zaman konformizmin detayında boğulmadı. Mevki makam menasıp peşinde koşmadı nepotizmin sığ sularında gezinmedi derdi millet kendi millet yükü yeni bir medeniyet oldu. Çeyrek asrı deviren yarım asra doğru yelken açtığımız yürüdüğümüz bu zaman dilimini iki merhale üzerinden değerlendirirsek 2002’ den önce yaşadıklarımız mı? Bize yasatılanlar mı? 2002 den sonra kazanımlarımız mı? Gerçekten devrim niteliğinde kazanımlar elde ettik. Meslek Kanunu, 3600 Ek gösterge, sözleşmeliye kadro ve kariyer basamakları bunlar sadece bir kaçıdır. Bu teşkilat kimsesizlikten, sahipsizlikten, dışlanmışlıktan ve ötekileştirilmekten çok çekti. Balık hafızalı olmayacağız. Demokrasiyi getireceğim diyerek bizi inim inim inletenlerin bugün eskiden hiç bir şey yaşanmamış gibi arzı endam etmeleri afili cümleler kurmaları bizi yanıltmasın biz herkesin arşivinde, bagajında ne var ne yok biliyoruz. Onun için mümin aynı delikten iki defa ısırılmaz. Biz vefa teşkilatıyız kurucu genel başkanımız merhum Mehmet Akif İnan'ın dediği gibi “Bütün giysileri yırtsak yeridir. Yeter bize vefa elbiseleri” Zor dönemlerde geçtiğimizde yolumuzu açanlara karanlık tünellerden geçtiğimizde yolumuzu aydınlatanlara dün vefamızı gösterdiğimiz gibi bugün de yarında göstereceğiz. Şimdi size soruyorum? Biz Bu zor dönemde 28 Şubatçıları yargılayanları yalnız mı bırakacağız? Şimdi biz kat sayı adaletsizliğine son verenleri, üniversite önlerindeki turnikeleri kaldırıp ikna odalarını kapatanları, ikna odalarında imha süreçlerini gerçekleştirenleri tarihin çöp sepetine atanları üniversiteleri kışladan kampüse dönüştürenleri yalnız mı bırakacağız? Şimdi biz kamusal alan yalanını bitirip başörtüsü zulmüne son verenleri başörtüsüne özgürlük getirenleri yalnız mı bırakacağız? Şimdi biz Cuma namazı mesai saatine değil mesai saatleri Cuma namazına uyarlanmalı diyenleri yalnız mı bırakacağız? Hayır, dün olduğu gibi bugün de yarın da yalnızlığa terk etmeyeceğiz. Düştüğümüzde, sendelediğimizde tökezlediğimizde bize el uzatanların elini sımsıkı aşk ile iştiyak ile kavrayacağız o elin düşmesine izin vermeyeceğiz. Vallahi o el düşerse ülke düşer coğrafya düşer, o el düşerse millet öksüz ümmet yetim kalır. Gün birlik olma günü, gün birlikte hareket etme günü, gün demokrasiye sahip çıkma günü, gün özgürlüklere sahip çıkma ve devam ettirme günü, gün istikrar ve güvenden yana olma günü ve gün doğru yerde doğru zamanda doğru adamlarla beraber yol yürüme günüdür” ifadelerini kulladı.