İLÇE YÖNETİMLERİYLE DÖNEM SONU DEĞERLENDİRME TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİK

Sendika binasında düzenlenen toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Mahir Barışan, konuşmasına üyelerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü kutlayarak başladı. Bakanlar Kurulu'nun aldığı ve Başbakan tarafından açıklanan kararların önemli ve doğru kararlar olarak gördüklerini dile getiren Başkan Mahir Barışan, "Bununla birlikte alınan kararlarda konu ve kapsam eksikliklerinin de giderilmesi gerekiyor. Alınan birçok olumlu karar bizim Memur-Sen olarak toplu sözleşme masasında sadece emekliler için değil bütün kamu çalışanları için istediğimiz taleplerdir. İşverene karşı gösterilen hassasiyetin aynısının kamu çalışanlarına da yönelik yapılamasını hükümetimizden beklentimizdir. Kamu işverenin ve özel sektörün yaptığı savurganlıkla içine düştüğü çıkmazın bedelini emekçiler ödememeli, sağlıklı bir denetim ve vergilendirme sistemiyle birçok israfın önüne geçilebilir. Hükümet, bu devletin ana omurgası olan kamu çalışanlarını sırtında bir kambur olarak görmemeli. Seçim öncesi kamudaki farklı istihdam biçimlerine 4/A, 4/B, 4/C vb istihdam biçimlerine son vermeli. Bütün kamu çalışanları kadrolu olmalı, sahada ter akıtan, sınıfın tozunu yutan eğitim çalışanlarımızın beklentisini karşılamalı. Birleşmeyi bekleyen babalarını ve annelerini özleyen çocukların gözyaşını dindirecek, sözleşmeli eğitim çalışanlarını mutlu edecek kararlar almalı. Beklentimiz bu yöndedir" dedi.
"Eğitim-Bir-Sen kurulduğu günden itibaren emeğin ve hakkın değerli hale gelmesi ve alın terinin kurumadan hakkının verilmesi üzerine odaklı bir mücadele anlayışıyla hareket etmiş sendikal alana özlük ve ekonomik hakların elde edilmesinin yanı sıra sosyal sendikacılık mefhumunu da yerleştirmiştir" diyen Başkan Barışan şöyle konuştu, "Bizler ülkemizin birlik ve beraberliğine katkıda bulunmak, her kesimin ve herkesin insan onuruna yaraşır bir hayat standardına kavuşabilmesi için mücadelemizi kararlılıkla devam ettireceğiz. Biz, sendikacılığı, emeğin, alın terinin karşılığının alınması, kamu görevlilerinin haklarının savunulması mücadelesi, haksızlıklar karşısında sesini yükseltmek isteyenlerin çalışma alanı olarak görüyor ve bu anlayışla sendikal yolculuğumuzu sürdürüyoruz. Alanları yakıp yıkanların, milletin arabası, esnafın camı ve kaldırım taşıyla sorunu olanların aksine, eylemi alanlara çıkmak olarak gördük. Hakkını ararken kimsenin hukukuna girmeyen erdemli bir sendikal duruşun adresi olduk."

Kendilerinin eğitimci olduğunu ve dünyanın en önemli işlerinden birini yaptıklarını dile getiren Barışan şunları kaydetti, "Dokunduğumuzda insanın hayatını şekillendiriyor, değiştiriyoruz. Umut bu ülkede yükselecekse, yeni bir Türkiye, yeni bir dünya gerçekleşecekse buna giden yol bu salondan, bu kimliklerden, eğitimcilerden geçiyor. Bunu yapacak olan biziz, hiç sağa sola bakmaya gerek yok. Küçük tartışmaların, sığ yaklaşımların içerisinde boğulmak bu teşkilata asla yakışmaz. Bu teşkilat, bir Akif İnan kapasitesinin yola çıkardığı entelektüel bir çabanın, sabaha kadar süren sancının, 'Yedi Güzel Adam' diye kodlanan kıymetlerin sahaya sürdüğü ve bizzat içerisinde ter döküp ömrünü bu uğurda harcadığı bir teşkilattır. Dolayısıyla maya sağlamdır. Yeter ki işimizi ciddiye alalım, birliğimizi ve beraberliğimizi güçlendirerek, yan yana durup heybeti ve bereketi kuvvetlendirelim. Bunu sağlarsak işimiz kolay. Bu işin tılsımı örgütlü olmaktan geçer. Örgütlüyseniz bereketi büyütürsünüz demektir.

Sendikacılığı kavga zemininden çıkararak hizmet zeminine taşıdık. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, vesayet odaklarıyla mücadele eden ve milletin değerleriyle özdeşleşen bir sendikanın temelini atmış, 'Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, herkesin insan olarak kabul görmesi, kimsenin inancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım' diyerek sendikal anlayışını ortaya koymuş, bu doğrultuda hak ve özgürlük mücadelesini yürütmüştür. Bizler de bu anlayışla sendikal çalışmalarımızı sürdürüyoruz."
Demokrasilerde talep ve beklentileri en kolay gerçekleştirmenin yolunun kamuoyu oluşturmaktır. Bunu da en iyi sivil toplum örgütleri yapmaktadır. 'Yalnız taş duvar olmaz' sözü, örgütlenmenin, örgütlü toplum olmanın ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Örgütlenerek güçlenen, güçlendikçe sorunların çözüme kavuşturulmasını sağlayan, eğitim çalışanları adına kazanımlar elde eden bir sendika olarak, söylemin eyleme dönüşmesi gerektiği zamanlarda inisiyatif almaktan çekinmedik. Demokrasiyi zaafa uğratma girişimlerinin belirginleştiği, millî iradeye ipotek konulmaya çalışıldığı süreçlerde toplum vicdanının sesi olduk. Gerek ulusal gerekse uluslararası sorunlarda özgürlük eksenli çıkışların adresi, kamu görevlilerinin en güçlü sesi olduk. Sorun üreten olmadık, çözüm üreterek güçlendik. Bir önerimiz, görüşümüz, çalışmamız varsa bunu gündeme getirmenin, gerçekleştirmenin yolu yetkili sendika olmaktan geçmektedir. Yoksa değerli bir fikir ancak dost ortamlarda söylenmekle kalır. Sendikal örgütlülük bunun için önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki, kızgın ve emeğinin hakkını alamamış insanlar üzerinden siyaset yapmak isteyenler her dönemde olmuştur. Bir zümrenin çalıştığı, başka bir zümrenin onlar üzerinden geçindiği çokça örnek var dünya sendikacılık tarihinde. İnsanca yaşamak herkesin hakkıdır diyen bir mücadelenin olması gerekir. İşte Eğitim-Bir-Sen bunun için vardır, Memur-Sen böyle bir zihniyet temelinde inşa olmuş bir yapıdır.
İlçelerimizde teşkilatlanmamız güzel ama yeterli değil, öğretmen sayımız her geçen yıl yaşanan göçten dolayı, öğrenci sayısının azalması nedeniyle azalmakta Bulanık ilçemizde 2016-2017 eğitim öğretim yılındaki öğretmen sayısı bin 200 civarında iken şimdi 850 civarında. Yine Malazgirt ilçemizde 850 öğretmen varken şimdi 650 civarında. Benzer istatistikler diğer ilçelerimiz için de geçerli. Dolayısıyla bu handikap üye sayılarımıza da yansımakta. Her okulumuzda mutlaka temsilcimiz olmalı. Envanterimizi asacağımız çalışmalarımızı ve kazanımlarımızı sergileyeceğimiz panolarımız mutlaka olmalı. 15 Mayıs'ta mutabakat metinleri imzalanacak inşallah 5 ilçemizde de yetkili oluruz bunun için çok çalışmalıyız. Geçen seneki sayımızı geçmeliyiz.
Değerli başkanlarım bizler her anlamda kendimizi donatmalıyız, muhatabımızı ikna etmenin yolu bilgimizi ve eylemimizi ona pazarlamakla mümkün olabilir. Eğer biz kendimizi yeterince tanıtmaksak o zaman alanı başkasına kaptırırız, performans değerlendirme yönetmelik taslağına hayır ve eğitimciye şiddete yasal düzenleme isteme içerikli dilekçelerimize gösterilen teveccüh bizi mutlu etmektedir."
Toplantı, Malazgirt İlçe Başkanı Erhan Arslan, Bulanık İlçe Başkan Vekili Müzaffer İz, Hasköy İlçe Başkanı Veysel Acar, Korkut İlçe Başkanı Mümtaz Bilgin ve Varto İlçe Başkanı Yavuz Saldıraner'in birer konuşma yapmalarıyla sona erdi.